top of page

Gelişim Bülteni #89: Kendini Seçmeyi Öğrenmek

Eski bir dostun bir gün yüzüne "Artık senden hoşlanmıyorum" dese ne yaparsın? Susar mısın? İtiraz mı edersin? Yoksa tüm şaşkınlığınla “Ben ne yaptım ki?” diye mi sorarsın? Belki de kendi değerinden şüphe edersin...


Bu hafta Colm ve Padraic'in aniden biten dostluğunun hikayesini anlatan The Banshees of Inisherin’i izlerken tam da bu sorunun içinde buldum kendimi. Filmde uzun zamandır süren bir dostluk, hiçbir açıklama yapılmadan, sadece “Artık senden hoşlanmıyorum” diyerek sona eriyordu. (Sahneyi izlemek için tıkla


Bu kadar basit neden ve can yakıcı bir gerçekle biten bu dostluk hem beni ilişkiler ve toplumun beklentilerine rağmen kendi gerçekliğini seçmek üzerine sorgulattı. Bazı ilişkiler aniden biter ve bazı insanlar bir sürü nedenle terk eder. Bazıları ise aslında bizi terk etmez. Sadece artık yanımızda olmak veya bizimle aynı yolu yürümek istemez. Ve biz, bunu kişisel almamayı nedense hiç beceremeyiz.

 

Çünkü çoğu zaman bu tür kopuşları kendi yetersizliğimizin, yanlışlarımızın ya da eksikliklerimizin bir kanıtı gibi okuruz. 


Oysa gerçek, çoğu zaman daha sade ve daha karışıktır:İnsanlar ve ihtiyaçlar değişir. Bağlar da...


Ama neden bu kadar yıkıcı gelir bize?Ve en önemlisi: Biz neden bazı insanlardan bizi hep sevmelerini, anlamalarını, sabretmelerini bekleriz?

 

Bu sayıda, ilişkilerdeki gizli beklenti duvarlarına yakından bakacağız.Kendimizi neden geri planda bıraktığımızı, kendimizi seçmenin neden bu kadar hayati olduğunu ve bunu nasıl yapabileceğimizi konuşacağız.


Kendini seçmeyi öğrenmek


Keşfet!


İnsan yaşı ilerledikçe şunu fark ediyor. Bir ilişki, her zaman bir hata veya kavga yüzünden değil, bir hizasızlık yüzünden de bitebiliyor.Birlikte güldüğün, paylaştığın, yıllarca “benim insanım” dediğin biriyle bir gün artık aynı ritimde olmadığını fark ediyorsun. 


Aynı şeylerden beslenmemeye başlayınca ilişkinin bağı kendiliğinden çözülüveriyor. Ve çoğu zaman bunu ilk fark eden, diğeri kadar cesur davranamıyor. Çünkü bitirmeyi seçmek kolay bir karar değil, hele ortada gözle görünür bir sorun yoksa.Bir şey değiştiğinde veya zedelendiğinde çoğumuz onu tamir etmeye çalışırız. İlişkiler de böyle. Oysa Engin Geçtan'a göre ilişkiler yalnızca bir kişinin çabasıyla sürdürülemez. Karşılıklı bir emek gerektirir. Yani ortada tamir edilmesi gereken bir ilişki varsa, bu çaba da karşılıklı olmalı. Eğer tamir etme çabası karşılıklı olmuyorsa, o zaman yapılacak tek şey zaten kopmuş olan bağı kabullenmek ve artık onu taşımamayı seçmek gerekiyor.

 

İlişkilerde en çok unuttuğumuz şey şu: Asıl mesele diğer insanların ne yaptığı değil, senin kendine nasıl davrandığın. Çünkü herkes seni sevmek zorunda değil ama senin kendinle kalabilmeyi öğrenmen gerekiyor.



Düşün  💭


Kimi ilişkilerde kendimizi hep “seçilmesi gereken kişi” gibi konumlandırıyoruz. Sanki ancak biri bizi seçtiğinde, biz de tamamlanacakmışız gibi ama gerçek şu: İnsan kendini seçmediğin sürece, başkasının seçimi de yetmiyor. Ve biri artık seni seçmiyorsa, bu senin eksikliğin değil. Belki sadece yollarınız artık kesişmiyor.

 

Bugün kimin ilgisini bekliyorsun? Dur ve sor: “Ben şu an seçilmek mi istiyorum, anlaşılmak mı?”

 

Enerjini koruma testi: Bir isim yaz. Altına şu soruyu not et: “Bu ilişki hâlâ bana iyi geliyor mu, yoksa sadece alışkanlık mı?”

 

Günlük niyet: Her sabah tek bir şey yaz: “Bugün kendimi nasıl seçeceğim?"

 

Derinleş 🧭


Kendimizi seçmek, çoğu zaman birini kaybetmekle başlar. Bir dostluk, bir bağ, bir bakış artık karşılık vermediğinde, bir sessizlik çöker içimize ve o sessizlikte bir soru belirir:

 

“Ben gerçekten seviliyor muydum, yoksa sadece onay mı alıyordum?”

 

Tıpkı The Banshees of Inisherin’de Colm’un, Padraic’e artık onunla vakit geçirmek istemediğini söylemesi gibi…Sebep yok. Kavga yok. Hata yok.Sadece bir hizasızlık ama Padraic için kabul etmesi zor bir durum. Zaten çoğumuz da edemeyiz. Çünkü yetişkinlikte hâlâ çocuk kalmış bir yanımız vardır.

 

Sevilmek = Var olmakSeçilmeyi beklemek = Değer görmek

 Simone de Beauvoir şöyle der:

 

“İnsan, ancak özgürlüğünü ve onunla gelen sorumluluğu kabul ettiğinde kendi varlığını inşa etmeye başlayabilir.” 


Ve bu özgürlük, başkalarının bizi her koşulda sevmesinden değil, bizi artık sevmeyenlere rağmen kendimizde kalabilmekten geçer. Çünkü gerçek varoluş, seçilmekle değil, kendini seçmekle başlar.


Haftanın Önerisi


Bu hafta sadece kendin için bir akşam planla. Hiç kimseyle paylaşmak zorunda olmadığın, sadece seninle vakit geçireceğin, sana “ben buradayım” dedirtecek bir an yarat. Bir yürüyüş, bir kahve, bir defter… Ne olursa.


Bu sefer eşlikçin kendin ol. Kendinle kaliteli vakit geçirmeyi deneyimle. Bakalım nasıl hissettirecek?


Duyurular



Küçük Bir Rica


Eğer bu bülten sana ilham verdiyse, belki bir arkadaşının veya tanıdığının da işine yarayabilir. Bu bülteni onlara da ileterek paylaşabilirsin. Paylaşmak için sadece bu linki onlara yönlendirmen yeterli. Beraber büyümek her zaman daha güzeldir. Teşekkürler!


Bu içerikte komisyonlu link bulunabilir. #işbirliği #ortaklık #reklam

 
 
bottom of page