Gelişim Bülteni #105: Kendimi Topluyorum, Dünyayı Değil 🌿
- Ayça Karaman

- 29 Eki
- 4 dakikada okunur
Yıllarca her şeyi bir düzene koyarak hayatın bilinmezliğini azaltabileceğimi sanmış bir insanım. Bunun bir yanılsama olduğunu keşfetmem ise uzun bir zaman aldı. Zira planlamada, zaman yönetiminde ve problem çözümünde ortalamanın biraz üzerinde olan herkes bilir ki bir kriz anında her şeyi kontrol altına aldığını düşünmek insana kendini iyi hissettirir.
Özellikle de ailenin akademik başarısı yüksek veya biraz fazla becerikli çocuklarının kaderidir bu: her şeyi organize eden, nispeten bağımsız ama duygusal olarak yıkıldı yıkılacak o sözde güçlü bireyi olmak.
Zira zamanla herkes her şeyi başarabileceğin ilüzyonu ile üstüne yüklenir.Sonra bir gün bir bakmışsın, hiç anlamadan üstelik de dışarıdan bakıldığında saçma sapan gelen bir sebepten dolayı çöküvermişsin. Kimse buna anlam veremez, hatta ilk başta kendin bile.
Her sorumluluğu sırtına almış, ortalamanın üstünde yetenekli ama hiçbir zaman tam olarak yönünü, özgürlüğünü ya da desteğini bulamamış bireylerin ortak hikâyesidir.
Bir gün gelir, artık düzen bile seni kurtaramaz. Planlar işlememeye, sistemler çözülmeye başlar ve bir noktada insan kendi kurduğu o mükemmel düzenin altında kalır.
Oysa çözülmek kötü bir şey değildir. Belki de o dağılma, bir şeyleri yeniden kurmanın önsözüdür. Benim için de öyle oldu. Bu kez her şeyi değil, sadece kendimi toplamayı seçtim. Evi değil, insanları değil, işleri değil. Sadece kendi iç düzenimi.
Bu hafta küçük şeylerle işe başladım: Bir kahveyle nefes almak, kısa bir yürüyüş yapmak, birkaç sayfa kitap okumak.
İlk gün pek bir şey değişmedi.İkinci gün biraz hafifledim.Üçüncü gün dış dünya hâlâ karmakarışık olsa da içimde bir şeyler yerini bulmaya başladı.
Zaten toparlanmak tam da bu. Her şeyi değil, sadece bir alanı düzene sokmak. Bir şeyi yerine koyduğunda, diğerleri de zamanlaa sessizce peşinden geliyor zaten.
Bu sayıda, kaosu düzene getirmek konusunu ele alacağız. Hazırsanız, başlayalım 🌱

Keşfet! ✨
Çoğu zaman hiç fark etmeden hayatın yükünü sırtımıza değil, omuzlarımızın içine hatta tam kalbimize yerleştiriyoruz. Kimse bize “artık bu yükü bırakabilirsin” demediği için yıllar boyunca taşımak doğal geliyor. Her şeyi düzene koyma alışkanlığı, dışarıdan güçlü görünmeyi sağlıyor belki ama içeride sessiz bir kırılma da başlatıyor.
Şimdi kendinizi suçlamadan, “yeterince güçlü olamadım” demeden bir an durun. Yorgunsunuz biliyorum ama yorgunluğunuz tembellikten değil, fazla dayanıklılıktan.
Artık “dayanma” değil, “yeniden kurulma” zamanıdır. Kendimize kızmadan, “neden böyle oldum” demeden... Biraz durun, biraz dinlenin, biraz toplayın kendinizi. Bu toparlanış, zaten dünyanın da yavaşça düzene girdiği andır.
Düşün 💭
Bir noktadan sonra fark ediyoruz ki güçlü olmak her zaman iyi hissettirmiyor.Yıllardır “hallederim” diyerek ilerlerken aslında işleri, insanları, duyguları peşimizden zorla sürüklemişiz ve hiç fark etmeden kendi üzerimize fazladan sorumluluklar biriktirmişiz.
Oysa başkalarının yükünü “ben yaparım” diyerek üstlenmek, içten içe hayatın bizden istediği hareket alanını kapatmak anlamına geliyor. Bu yüzden artık her şeyi değil, sadece elimizden geleni yapmak gerekiyor.
Bir dosya eksik kalsın, bir mesaj beklesin, birine “bugün ilgilenemem” diyelim ne var? Dünyanın dengesi bozulmaz ama bizim iç dengemiz biraz olsun toparlanır.
Toparlanmak, çoğu zaman yeniden güçlenmek değil, kendi hayatımızın sorumluluğunu tekrar ama bu kez bilinçle almak demek. Nihayetinde en cesur seçim, artık her şeyi değil, sadece kendimize ait olanı taşımaktır.
Derinleş 🧭
Hayatı olduğu gibi değil, fark ettiğimiz gibi yaşarız. Bu bakış, toparlanmanın neden içerden başladığını anlatır aslında. Hayatı düzene sokmaya çalıştığımız her anda, önce kendi algımızla yüzleşiriz.Bir şeyleri değiştirmek için değil, onları farklı görmeyi öğrenmek için dururuz.
Çünkü bazen hiçbir şey gerçekten değişmez. Aynı şehir, aynı masa, aynı gündem durur ama o masaya bakan göz, o gündemi taşıyan kalp değişmiştir.
Bu değişim ile görünmez bir düzen yeniden kurulur. Zaten toparlanmak; rafları dizmek, plan yapmak, “artık daha iyiyim” demek değildir.Toparlanmak, bakışımızı tazelemektir.Kendimize sormaktır: “Bu sahneye nasıl bakarsam, yeniden nefes alabilirim?”
Bugün sadece bunu fark etmek yeter: Dünyayı değil, onu nasıl gördüğümüzü dönüştürüyoruz. Bu farkındalık anı, bir düzenden öte, bir bilincin başlangıcıdır.
AKOA'lılardan Dinle
Bu hafta, sevgili AKOA üyelerine "Bu aralar hayatında hangi alanın biraz ilgiye ve düzene ihtiyacı var? Zihnin mi, kalbin mi, çevren mi?" diye sorduk. İşte gelen yanıtlardan bazıları:
"Çevrem" Ela K.
"Yenim kalbimin ilgiye sakinliğe regüle olmaya ihtiyacı var en çok. Biraz daha akışta kalmaya kendime sarılmaya, öz şefkat eksikliğini sevdiklerimin şefkatiyle biraz tamamlamaya, yeterince iyi olduğumu duymaya ihtiyacım var. Çevremi düzenleyince zihnim de rahatlar genelde ama kalbimin gerçekten bakıma ihtiyacı var 😅" Zeynep U.
"O kadar çok şeyin hayatımda iyi olmasına ihtiyacım var ki ve bunlar için de bir sihirli değnek yok ki ve maalesef bunların gerçekleşmesi için çok çalışmam gerekiyor geçtiğimiz aylarda olduğu gibi.🙁🥺" Celalettin T.
"Çevremin hep düzene ihtiyacı var. Sanırım ondan başlamalıyım. Zihnimle zaten çok ilgiliyim ilgiye ihtiyacı yok düzene ihtiyacı olabilir. Kalbimin fazlasıyla ilgiye ihtiyacı var ama zihnimdeki karmaşadan hiç
İlgilenemiyorum kalbimle 🥲" Mine A.
Haftanın Önerisi
Bu hafta küçük bir alanı yeniden kurun. Bir çekmece, bir masa, bir dosya, bir dijital klasör fark etmez ama elinle dokunduğunuz, gözünüzle sadeleştirdiğiniz bir yer olsun.
Eşyaları dizmek değil mesele. Zihninin yeniden akmasına izin verecek bir alan açmak. Bazen sadece beş dakikalık düzen, bir haftalık yorgunluğu hafifletir. Başlamadan önce derin bir nefes alın. Sonra kendinize şu soruyu sorun: "Burada ne kalmalı, ne gitmeli, ne artık bana hizmet etmiyor?”
Bu ritüel, dışarıda değil içeride bir denge kurar. Çoğu zaman dünyayı toparlamanın en iyi yolu, önce küçük bir alanı sessizce düzenlemektir
Duyurular
Online Gelişim Grubuna başvurdun mu?
Yeni yılda dönüşüm kiti seni bekliyor.
Küçük Bir Rica
Eğer bu bülten sana ilham verdiyse, belki bir arkadaşının veya tanıdığının da işine yarayabilir. Bu bülteni onlara da ileterek paylaşabilirsin. Paylaşmak için sadece bu linki onlara yönlendirmen yeterli. Beraber büyümek her zaman daha güzeldir. Teşekkürler!
Bu içerikte komisyonlu link bulunabilir. #işbirliği #ortaklık #reklam


